Mazda Türkiye operasyonları için Doğan Trend Otomotiv ile anlaştı. Bu iş birliği, markanın tutkunlarını heyecanlandırsa da önemli bir deta...
Mazda Türkiye operasyonları için Doğan Trend Otomotiv ile anlaştı. Bu iş birliği, markanın tutkunlarını heyecanlandırsa da önemli bir detay içeriyor: Anlaşma, sıfır otomobil satışını kapsamıyor, yalnızca mevcut araçlar için servis ve satış sonrası desteği içeriyor. Peki Mazda neden Türkiye pazarına tam anlamıyla geri dönmüyor? İşte Doğan Trend CEO'su Uğur Sakarya'nın açıklaması ve işin perde arkasındaki vergi gerçeği...
Geçtiğimiz hafta sonunda ülkemizdeki otomobil tutkunlarını heyecanlandıran çok önemli bir gelişme yaşandı. Uzun süredir Türkiye pazarında bulunmayan Japon otomobil devi Mazda, operasyonlarını yeniden başlatmak için düğmeye bastı. MG, Suzuki, Kymco gibi markaları bünyesinde bulunduran Doğan Trend Otomotiv, Mazda'nın Türkiye'deki yeni distribütörü oldu. Bu, hâlihazırda yollarda olan binlerce Mazda sahibi için mükemmel bir haber.
Ancak bu gelişme, yeni bir Mazda 3 veya CX-5 almayı bekleyenleri şimdilik hayal kırıklığına uğratacak bir detay içeriyor. Çünkü yapılan anlaşma, sıfır kilometre otomobil satışını kapsamıyor. Doğan Trend, Mazda'nın "satış sonrası destek" operasyonlarını devralıyor. Yani servis, yedek parça ve garanti hizmetleri artık Doğan Trend güvencesinde olacak. Peki ama neden? Neden böyle büyük bir iş birliği sadece "servis" ile sınırlı kaldı?
CEO açıkladı: "Mazda’nın Türkiye pazarına uygun modeli bulunmuyor"

Konuyla ilgili en net açıklama, iş birliğini duyuran Doğan Trend Otomotiv CEO’su Uğur Sakarya'dan geldi. Sakarya, "Şu anda Mazda’nın Türkiye pazarına uygun modelleri bulunmadığı için iş birliğimiz servis operasyonlarıyla başlayacak. Bu aşamada satış operasyonu planlanmıyor." ifadeleriyle durumu net bir şekilde özetledi.
Peki, "pazara uygun model bulunmaması" ne anlama geliyor? Mazda gibi köklü bir dünya devinin nasıl olur da Türkiye gibi dinamik bir pazara sunacak bir modeli olmaz? Cevap, aslında "model yok" demek değil, "o modelin Türkiye'de satılabileceği bir fiyat yok" demek. İşin özü tamamen vergiler, gümrük duvarları ve Mazda'nın küresel üretim stratejisiyle ilgili.
Mazda'nın önündeki asıl engel: AB dışı üretim ve ağır vergi yükü

Türkiye'nin otomobil vergi sistemini az çok biliyoruz; ÖTV dilimleri, KDV derken fiyatlar zaten ulaşılamaz seviyelere çıkabiliyor. Ancak bir de "üçüncü ülkelerden" yani Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmamız olmayan ülkelerden gelen otomobillere uygulanan ek gümrük vergileri var. Mazda'nın ana üretim üsleri neresi? Japonya, Meksika, Tayland ve ABD. Bunların hiçbiri, otomobil ithalatında bize vergi avantajı sağlayan AB veya Gümrük Birliği üyesi değil. Evet, birkaç ay önce yapılan son düzenleme ile ABD'den ithal edilecek otomobillere yönelik vergiler düşürüldü ancak yeterli mi? Ne yazık ki değil.
Bu durum, Mazda'nın en popüler modellerinin bile Türkiye'ye giriş maliyetini, rekabetçi olabileceği seviyenin çok ötesine taşıyor. Mesela Almanya'dan gelen bir Volkswagen otomobil ile Japonya'dan gelen bir Mazda modeli arasında daha ilk aşamada ciddi bir gümrük vergisi farkı oluşuyor. Bu da CEO Uğur Sakarya'nın belirttiği gibi, markanın modellerini "Türkiye pazarına uygun" olmaktan çıkarıp, "ulaşılamaz" kılıyor. Doğan Trend de bu yüksek maliyetlerle pazara girmek yerine önceliği mevcut müşterilere hizmet vermeye ayırmış görünüyor.

Hiç yorum yok
Değerli zamanınızı ayırdığınız için teşekkür eder saygılar sunarım.